Ben Kimim?



Uzun süredir kendimi anlatan bir yazı yazmaya çalışıyorum. Niye kendimi bu kadar gerdim anlamıyorum ama soru zor. İnsan kendini nasıl anlatır ki diye çok düşündüm, baktım olmuyor kendimce, rahat ve özgür bir şekilde yazmaya karar verdim.

Klasik olarak başlayalım sonra kafamıza göre takılırız dedim. İsmim Hicran ve 1977 Ankara doğumluyum ama aslen Karadenizliyim (Giresun) tez canlılığım oradan, Annem Arnavut inatçılığım da oradan geliyor sanırım.

Önlisans eğitimimi Ankara Üniversitesinde 1997'de bitirdim. Aynı yıl Ankara Üniversitesinde işe başladım. Baktım okumayı seviyorum azıcık Çalışma Ekonomisi okudum ama istediğimin bu olmadığına karar verdim ve bıraktım. Arkasından İşletme Bölümü okudum işte onu bitirdim. Ama hala doymamışım okumalara ardından İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü...  Bir ön lisans, 2 lisans var bir de yüksek lisans yapayım dedim. Ankara Üniversitesin'de Yüksek Lisans yapıyorum. Bunları yaparken Ankara Üniversitesi TÖMER'de İngilizce öğrendim. Birçok sertifika programına katıldım (İlkyardım, bilgisayar, diksiyon, duygusal zeka gibi). Ankara Üniversitesinde öğrenciliğimle birlikte 21 yılı devirdim.

Bu süreçte sadece okumakla uğraşmadım tabi ki... Neredeyse Türkiye'nin yarısından fazlasını adım adım gezdim. Uzun yıllar halk oyunları ile uğraştım; oynadım, öğrettim. Hem oyunculuğum da hem öğreticiliğim de ciddi Türkiye dereceleri kazandık. Bir halk oyunları derneğinde birkaç yıl yöneticilik yaptım. Yetmedi, Etimesgut Erkek Yetiştirme Yurdu, Eğitim Gönüllüleri Vakfı (Etimesgut Kampüsü) gibi kurumlarda gönüllü olarak çalıştım, halk oyunları öğrettim, çeşitli etkinliklerinde görev aldım.. Bu ara da bir siyasi partinin ilçe teşkilatında gençlik kolları başkanlığı yaptım.

Sonra mı?

Hayatımın aşkını buldum, evlendim. 2010 doğumlu bir oğlum var. Evlenince her şeyi bırakmadım tabi ki... Sadece şimdi başka önceliklerim var hayatımda...

Bu yoğunlukta yemek yapmakta nereden çıktı demeyin. Yemek, mutfak hep vardı hayatımda 9 yaşından beri annem mutfaktan ne zaman çıksa soluğu mutfakta alırdım. Her kadının bir meditasyon yöntemi vardır, kendini yenilediği, dinlediği/dinlendirdiği... Biz erkekler gibi kumandayı alıp televizyon karşısında dinlenemiyoruz sanırım. Bazılarımız örgü örer, dikiş diker, temizlik yapar ama bir şeyler üreterek dinlenir. Benim de dinlenme yerim mutfak, meditasyon yöntemim yeni lezzetler keşfetmek... ve tabi ki artık bunları paylaşmak.

Blog fikri nasıl oluştu, neden blog yazmaya başladın, soruları ile sıkça karşılaşıyorum. Aslında blog yazmaya blogger olma fikri ile başlamadım. Annemin 50-60 yıllık tarif defterinin kaybolması ile başladı bu macera... O defterle birlikte bir kültür kayboldu. Hatırladığımız tarifleri yazdık; eş, dost, akrabadan toplayabildiğimiz tarifleri de aldık. Diyeceksiniz ki "ne kıymetli deftermiş, ne yapmak istiyorsan aç İnterneti bak tarifine", işte o iş öyle değil. Benim annem Arnavut o bahsettiğim tarifler annemin; annesinin, ananesinin, babannesinin yaptığı yöresel tarifler... Neyse, o dönemde bizim kızlarda ya yeni evlenmiş ya da evlenecek sürekli arıyorlar "abla şunun tarifini verir misin, bunu nasıl yapıyorduk" diye. Neyse sonuç olarak; blog yazmak için değil on-line tarif defteri tutmak için blog yazmaya başladım. Benim niyetim kızların benden bağımsız olarak istediği zaman ulaşabileceği ve kaybolmayacak bir tarif defteri oluşturmaktı. Bu niyetle başladım ama blog dünyasına girince yeni dostlar, arkadaşlar, takipçiler derken bu işin beni en az mutfakta yemek yapmak kadar mutlu ettiğini fark ettim. İşte o günden beri de yazıyorum.

Fincan Teyze isminin  nasıl ortaya çıktığına gelince, niyet blog yazmak olmayınca çok irdelenerek blog için bulunmuş/tasarlanmış bir isim değil. Bundan yıllar önce Kuzenim Göktuğ (şimdi üniversite son sınıf öğrencisi) Hicran Teyze diyemez, Fincan Teyze derdi bana... Bizim de hoşumuza gider kendi aramızda da zaman zaman böyle hitap ederdik o dönemlerde. Sonra çocuklar büyüdü bunlar unutuldu. Bloga isim ararken bu geldi aklıma bizden bir şey olsun diye "Fincan Teyze" dedim. Bence yakıştı da bloguma...

Sevgiyle kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkesin Bir Gezegeni Var (Anasınıfı Proje Ödevi)

A Spoonful of Sugar-Çikolatalı Tart

Sodalı Börek (Yumurtasız)